14 Haziran 2013 Cuma

Nine / Gelmiş Geçmiş En iyi Zaman Yolculuğu






Abisinin öldüğünü öğrenen Park Sun Woo, onu teşhis için gittiği karakoldan eşyalarını alır.Eşyaların içindeki tütsü çubuğunun ne olduğunu anlaması zaman alsa da, sayesinde abisinin ölüm nedenini anlayıp, onlardan 9 tane daha elde edecektir.Bu da tam 9 zaman yolculuğu demek!

Şunu söyleyebilirim ki şimdiye kadar izlediğim en iyi zaman yolculuğu hikayesi, öyle ki; bitirir bitirmez hemen soluğu burda aldım.Özellikle bütün bölümleri bittikten sonra başladım ki, bu da dizinin etkisini daha bir artırdığı gerçek.Yani ard arda 2-3 bölüm izleyip hiiç bunalmayacağınız, hatta keşke vakit olsa da bir bölüm daha izleyebilsem diyeceğiniz muhteşemlikte bir dizi.Ama şöyle bir dezavantajı da var ki, pc başında yaşlanıyorsunuz.Yemeden içmeden kesilip uykusuzluğu göze alıyor, bütün hayatınızı mahvediyor olarak kendinizi bulabilirsiniz.İzlerken ki halimin ufak bi canlandırması...

                                                     
                                                                       ***




Lee Jin Wook(Park sun woo) 20 bölüm boyunca gözümüzü gönlümüzü açan abimize teşekkürü bir borç bilirim.Oh be nihayet benden büyük birini buldum.Bundan sonraki favorim olarak ilan ediyorum kendisini(ne kadar sürer ben de merak ettim) Aslında I need Romance2 de kendisini izleyip beğenmiş, ama gıcık rolünden ötürü haliyle ısınamamıştım.Ama burda bambaşka, zeki, çevik, ahlaklı bir gazeteci, iyi bir kardeş ve evlat, orta seviyede bir aşık.Aşk işlerinin beceremiyor bu  çocuk.Oyunculuğunu da beğendim, öyle havalı olacam diye odun odun dolaşmıyo ortalıklarda.Zaten bir güldü mü başka bi şeye bakamıyacağınız için, oyunculuk falan yalan yani.Boş boş baktım aslında ekrana.Kendisini Korenin en güzel gülen adamı ilan ediyorum.O kaz ayakları bir insana bu kadar mı yakışır.Hep gülsün sabaha kadar izlerim ben.(Ah sevgilim, hayatım sakın okuma sen buraları tamam mı?Yalandan, şakacıkdan:)) Tamam vicdanımı rahatlattım, mesajımı da gönderdim, devam.Şaka bir yana dünya ahıret  kardeşimdir - uzayda görsem affetmem- Allah sahibine bağışlasın.Başka ne demek gelir ki elden.Yok artık, gözlerim doldu,ağlıycam mı ne? :)






Jo Yoon Hee(Joo Min Young) Vallahi dizi boyunca üç isim değiştirdiği için bunu yazdım.Diğerlerini
de izleyince öğrenirsiniz.Ama kardeşim kim neden bu kızı başrole seçti?Yönetmenin akrabası falan mı anlayamadım.Tamam başrol kızımız çirkin olması lazım, anladık da, bu kadarı da fazla değil mi yahu?İlk bölümlerde ki saç modeli de neydi o öyle?Tez vakit saçını uzatması lazım, kısa saç hiç yakışmıyor kendisine bence.Bu kız yüzünden diziyi bırakabilirdim ama Allahtan çocuğun hatırına devam ettim :) Ama ilerleyen bölümlerde göz alışkanlığından mı nedir, güzel görülmeye başladı gözüme.Kız etkisini zamanla göstermeye başlıyo anlaşılan ki,Park Sun Woo'da 5 yıl sonra anlayabiliyor kendisini sevdiğini.Tipe bak ya...
         
                                                                          ***

Bir geçmiş, bir gelecek bol gidip gelmeli bir dizi olunca haliyle castta biraz kalabalık oluyo.Valla kim kimdi ben çıkaramadım, her karakterden iki tane olduğu için, başrollerle idare edelim arkadaşlar.

*Diziyi izlerken bir kuple "Kelebek Etkisi" tadı alıyorsunuz.Yani geçmişe dönüp kaş yapıyım derken, gelecekde ki gözünüzü çıkartma olasılığın yüksek.Nitekim öyle de oluyor zaten.

*Bu tip senaryolar aslında çok tehlikeli.Bazı şeylerin havada kalma olasılığı yüksek.Ama burada öyle bir şey gözüme batmadı benim.Gayet iyi yazılmış, açığı yakalanabilecek bir senaryo değil yani, tebrikler.Zaten senaristi QİHM 'in senaristi olur ki, referansı kuvvetli.

*Ama yinede 20 yıl önceki liseli Park Sun Woo'nun gelecekteki, acar gazeteci Park Sun Woo'nun kullanması için sakladığı tılsımları can düşmanının çaldığı halde gelecekte nasıl Park Sun Woo'nun eline geçiyor.Üstüne üstük kullanıyor, sonra diğer adam 20 yıldır sakladığı kutudan tılsımı çıkarıyor.Yahu ne dediğimi ben bile anlayamadım ama anladıysanız bana da bi zahmet anlatın.

Bol Spoilerli Kısım, Dikkat!

*9 tane tütsüyü bulup, 20 yıl öncesine gittiğini de keşfedince Park Sun Woo tabiri caizse otaboka geçmişe gitmeye başladı ya,  "olum dur, ilerde çok arayacaksın o tütsüleri, tütsü diye nerelerimi yaksamda geçmişe gitsem diyeceksin" dedim ama dinletemedim.Arkadaşına yılbaşı kartı bırakmalar (derdini anlatacak sorsan),Yok annesine yılbaşı hediyesi vermeler, sinemada annesine yakalanmayı engellemeler.Ne gerek vardı olum, geçmiş zaman tee lise yılları bırak gitsin.

*Ama ama abisinin mutluluğu için sevdiği kadınla onu kavuşturması, sonrada yediği haltı anlayınca ki pişmanlığı çok feciydi içim cız etti.

Tanım

"Yenilen Halt": Efendim kadın bir kız çocuk sahibi dul bir hanım, zaten bu yüzden aileler izin vermediği için evlenememişler geçmişte.Evlenemeyince kadın Amerika'ya gitmiş evlenip barklanmış, mutlu mesut yaşamış.Bu bizim iyilik meleği abisiyle kadını bir araya getirince otomatik olarak nur topu gibi bir yeğeni oldu, amca mertebesine yükseldi.Ama gelin görün ki gelecekte ki kendi yaşamının içine etti.Çünkü o minik kız, kendi sevgilisi çıkmasın mı?Vah garibin haline...

*Yalnız kızın her şeyi hatırlamaya başladığı park da geçen sahne çok güzeldi.

"En çok hangi kelimeden nefret ettim biliyor musun? Amca!"

Adam da haklı yani kız gözlerinin önünde adama amca amca diye diye başkasıyla evlilik hazırlıkları yapıyo.Gel de kurdeşen dökme!



Ah o parkın bir dili olsa anlatsa...

*Ama can dostu doktor arkadaşı vardı ya, sevimli şey.İlk başlarda tütsülerde gözü vardı.Sakın bitirme geçmişe gidip karımı değiştirmek istiyorum diyordu :)Dizi boyunca çok güldüm kendisine.
Ama bir gelenek daha bozulmadı.Yani  can dostunuz bir psikologsa ruhsal sorunlarınız olmalı, eğer beyin cerrahıysa bir tümörünüz.Bu dizide ikinci seçenek geçerli arkadaşlar.

*Bu tarz dizilerde bir son karmaşası hep yaşanır.Yani 19 bölüm boyunca o kadar çok şeyi karıştırıyorlar ki, git geçmişe gel geleceğe.Olmadı saplan kal geçmişte.Adamlar bir bölümde -sanki şartmış gibi- zar zor toparlıyorlar.Son bölümde  havada kalan şeylerin altını doldurmaya çalışmışlar.Taşları yerine oturtma çabası o kadar çok gözümüze sokuldu ki, aynı sahneyi 40 tekrarla her seferinde bir şeyler eklenerek izledik.Sürekli tekrar olunca biraz sıkmıyor değil.Ama o kadar olacak, bu dizide de sıkıldım dersen Allah çarpar adamı taş olurum maazallah.Töbe töbe!

Klasik bitirişimi gerçekleştiriyorum.Efendim yine bir TvN dizisi, yine bir güzellikle karşı karşıyayız.Bu nasıl bir kanaldır anlamadım izlediğim hiç bir dizisi kötü değildi.(Flower Boy Next door'u gözardı ediyorum).Gelecek ne gösterir bilinmez ama 2013'ün en iyi dizisiyle karşı karşıyayız arkadaşlar.Burdan haykırıyorum: Bu diziyi kaçırmayın, mutlaka izleyin, pişman olmayacaksınız, tek kelimeyle  MUHTEŞEM!






Güzellik