18 Mart 2012 Pazar

Korelilerin Takıntıları








Geçen akşam bloguma bir bakayım dedim.Neler yazmışım, ne var ne yok.Bir de ne göreyim şok şok şok. Kendim için Kore sever diye yazmışım bilmiş bilmiş. Gel gör ki Kore ile ilgili doğru dürüst bir yazı yok.Ben de dedim ki bu aleme yeni giren genç dostlarıma naçizane bir yazı yazayım.

Ben kendileriyle 2002 Dünya kupası sırasında haşır neşir oldum.Her Türk evladı gibi pür dikkat maç izlerken araya üç beş seyirci karesi sıkıştırıyorlardı.Aaa dedim ne sevimli şeyler.Daha sonralarda kızların İlhan Mansız sevgisi başlayınca amaan dedim ne çatlaklar.Paralıyorlar kendilerini oppaa oppaa diye, deli midir nedirler.Korelileri pek tanımadığım için itici gelmişti bana o zaman.Derken gel zaman, git zaman, dramalarla tanışınca anladım kıymetlerini :)Koreliler çok tatlı, kibar, cana yakın falan, ama hiç mi yok bunların  zaafları.Düşündüm taşındım, yer yer araştırdım ve Koreli dostlarımızın takıntılarını keşfettim. Efendim aşağıdakiler tamamen benim uydurmalarım olup, katılıp katılmamak da serbestsiniz.


1-BOY TAKINTISI: Aslında bunu söylemek için uzak doğu uzmanı olmak gerekmiyor.İnsan evladı kendinde olmayanı hep ister.Milletçe orta boylu oldukları için.(Çok iyi niyetliyim kısa boylu demiyorum)Haliyle uzun boyu seviyorlar.Aslında kim sevmez ki?Anladığım kadarıyla içlerinde ki uzun boylu azınlık da genellikle aktör,şarkıcı vb. mesleklere yöneliyor.Bunlar tamamen benim uydurmalarım tabi.Ama Allah aşkına normal şartlarda kim karşısındakine 'Ne kadar uzun bacakların var boyun kaç senin' diye sorar(bknz. Coffe Prince) ve uçakdan inen uzun boylu gencimiz 'ay çok yoruldum' dediği zaman ,karşısında ki 'uzun bacakların olunca böyle yorulursun tabi koltuğa sığmıyosun' der(bknz. you are beatiful galiba emin değilim) Velhasıl lafı çok uzatmıyım korede popüler olmak istiyorsan uzun boylu olacaksın. Maalesef, uzun boylu olan bir insan hayata 1-0 önde başlıyor Kore'de.Boy uzatma klinikleri bile var.Acaba böyle bir işe mi girsem diye düşünmedim değil yani.Hadi ordan diyorsanız.İşte burdan bakın diyorum ben de size :)


2-İRİ GÖZ TAKINTISI : Aslında bu da ilk seçenekle aynı yorumlayabiliriz.İri göz pek nadir rastlandığı için mühim bişey oluyo haliyle.Gerçi artık çözümünü bulmuşlar boylarını uzatamasalar da -belki de uzatıyorlardır bilmiyorum-  gözlerini büyüte biliyorlar.Bunun için ameliyat olmaktan çekinmiyorlar.Bu onlar için gayet doğal.Kore de estetik yaptırmak,- özellikle göz için-gayet doğal ve sık rastlanan bir durum.İşin doğrusu estetik konusunda oldukça iyiler.Ahh tıp sen nelere kadirsin!Merak edenler şöyle buyrun.



3-YEMEK YEMEK:Bu kısmı da beni sinir ediyor.Sadece kendim için ekledim bu maddeyi.Sürekli ah iyi yedin mi? İyi beslen,yüzün küçülmüş yemek ye! Ye ye de, kardeş, bu yedikleriniz nereye gidiyor sizin yahu.İnsanda bir gram yağ olmaz mı?Bütün dizilerde homini gırtlak, ağzının şapırtata şapırtata ye (bu da nasıl bi gelenekse) öyle incecik iki tuzlu çubuk bacakla dolaş etrafta.Şimdi bu reva mı?



İçimi döktükden sonra acı gerçeğe döneyim.Adamlar yiyor ama, bizim gibi birbuçuk adana üstüne bir künefe çekip yaymıyorlar kendilerini.Bir kere ekmek yemiyolar, yerine haşlanmış pirinç yiyorlar(nerde bizim bol tereyağlı pilav).Hafif ve de sağlıklı besleniyorlar.Et desen ızgara yeniliyor daha çok.Haliyle sonuç ne oluyor: tuzlu çubuk bacak!



4-MİNİ ETEK:Şimdi o kadar sağlıklı beslen, ince kal, ne için?Tabi ki kısa etek giymek için! :) Bunca zaman dizi izlerim.Bir tane uzun etek giyen kız görmedim.(Tabi eğer şişman değilse (: ) Uzun etek dediysem şöyle diz kapağında olması kafi.Yeterince uzun olur bence.Ama bu etek boyu meselesini giderek abartıyorlar.Hayır anlamadığım, bu kadar geleneklerine bağlı, kendi çapında tutucu bile sayılabilecek bir toplum da, nasıl oluyor da bir karış etek giyinmek normal sayılıyor?Şimdi yazarken 'kendi kendime atıp tutmayayım, sanki biraz tuhaf oldu' dedim Google amcaya sordum. Bakın ne buldum.Yaşasın yalnız değilmişim.Aklın yolu bir.



5-GÜZEL CİLT:Aslında bu seçenek biraz da evrensel.Güzel bir cilt herkesin isteği ama burada ki tek fark beyaz tenli olmak ! Evet Koreli bayanlar beyaz tenlerini bir güzellik sembolü olarak görüyor.Yazın bırakın güneşlenmeyi, ciltleri güneşten zarar görmesin diye dikkat bile ediyorlar!Tam bana göre! Beyaz tenli olduğumdan, güneşte kızarmış tavuğa dönüğüm için fazla güneşte kalamam.O yüzden, yaşasın beyaz ten!( kendimi avutuyorum)Bizim gibi bronz ten merakları yok.Bu da güzel bişey bence.Solaryumdan çıkmayan, kış ortasında kapkara dolaşan bronzluk takıntılı arkadaşlar düşünülürse, gayet masum geldi bana.



6-SAÇ TAKINTISI:Bu da hep dikkatimi çekmiştir.Bütün dizilerde anneler -genelde- permalı.Kıvırcık saçı seviyorlar sanırım ama neden yaşlılar yaptırıyor sadece işte o kısmı çözemedim.Tabi bu genelleme de BOF'dan kıvırcık Le Min Ho' yu ayrı tutuyorum.Kendisini pek beğenmeme rağmen neydi onun o halleri yarabbim! Diziye kıvırcık olarak başladığı saçları, -maşa yapan kuaförün bıkmasından olsa gerek- son bölümlere doğru dalgalıya dönüşüyodu.Hele o çocukluğu, çocuk Le Min Ho'nun saçlarının kıvırcık olmasına çok gülmüştüm :)

Bütün bunları bir tarafa bırakırsak.Başrol kızlarımızın saçları hep dikkatimi çekmiştir.İlk bakışta doğal hatta özensiz görünse de ayrıntıda uğraşılmış olduğu belli saçlarla.Sonralarda pek taktım bu meseleye.Artık diziden çok kızların saçlarına bakar buldum kendimi.Bak bu sahnede böyle yapmış, şurda şöyle, bu modeli nasıl yapıyor acaba diye düşünürken buldum kendimi.Bu kadar incelemeden sonra, hep şu minik lastiklerden kullandılarını gördüm. 

Benim saçlarım neden böyle olmasın, ama nasıl? diye düşünürken, keramet lastikte olsa gerek dedim.Gittim kendime de aldım.Cık işe yaramıyormuş, gördüm.Nasıl bir yetenekse, toplasan serçe parmağımı geçmeyecek kalınlıktaki saçları bile hacimli, doğal, güzel gösterebiliyorlar.Bu Kore'li kuaförler pek yetenekli canım.


7-HAVALI OLMAK: Aslını isterseniz, bu nasıl bir şey ben hala anlamış değilim.Bir adam ve ya kadın nerde bir kazmalık yapıyosa bütün yan karakterler - hatta bazen başrollerde dahil - oooooooooo çok havalıı diyolar.İyi de, kardeş ,havalı olan ne ?Bizim buralar öyle kazmalarla dolu.Demek ki Türkiye'ye gelseler cennete düştük zannedecekler ; 'Ooooo burda herkes çok havalııı' .Bütün dizilerde burnu beş karış havada, gıcık ikinci kızlar, nedense pek 'havalı' .


Benim aklıma gelenler bu kadar.Artık üzerine eklemek isteyen varsa görüşlere açığım.Ben kaçar, şöyle artistik bi gidiş yapıyım.



 ''Ooo çok havalı''



7 yorum:

hikaruivy dedi ki...

Harika bir yazı olmuş Denizciğim! Boy takıntısı, iri göz takıntısı, bunlar bütün Asya milletlerinde var galiba (Japon animelerindeki gözleri düşününce!) Yemek yeme konusu kesinlikle öyle; adamlar yağlı bol kalorili şeyler yemiyorlar ki, sonra da böyle ipince çubuk gibi kalmaya devam ediyorlar... Mini etek olayı benim de çok ilgimi çeken bir olay; Kore gibi muhafazakar bir toplumda bu kadar mini etekleri görüp şaşırıyordum. Ama onlarda göğüs dekoltesi vermenin çok ayıp olduğunu, ordan açamayınca mecburen alttan açtıklarını öğrendim, kih kih :D :D Beyaz tene gelince, o da yine Asya'nın tüm toplumlarında var olan bir şey... Batılı özentisi hepimizin genlerine işlemiş :/ Hindistan'da falan beyazlaşmak için krem kullanma olayı öyle yaygın ki! Yazık yav, üzülüyorum bu komplekslerine... Ayrıca saçları banyodan sonra tam bir bonusa dönüşen bir insan olarak Koreye gitsem acayip sükse yapabilirim diye düşünüyorum :D :D

Ellerine sağlık, çok güzel tespitler yapmışsın :)

Mikal Zia dedi ki...

herseyi takinti yapmalari sonucu onlari konusabiliyoruz sanirim. Bir Vietnam, bir Tayland, bir Filipin de var oralarda ama onlarin Kore kadar iyi gorunmedigi ve iyi calismadigi da ortada. Bir de Turkiye var ki, siyasi karisikliklari haric kimsenin haberi yok ondan :) Dunya olarak guzel seyleri seviyoruz. Bizden farkli olarak Koreliler seviyor ve elde ediyor :) Mini etek sever ve giyer biri oldugum icin onlari sevimli buluyorum. Cilt desen, onlarinkisi gibi bir cilt icin bir kolumu verirdim :p ayrica ciltlerini direkt etkileyen beslenme sekilleri sayesinde sulun gibi de incecik kaliyorlar. Oh daha ne isteriz. Bir de calisma saatleri makul olsaymis Kore cennet olabilirmis.

Deniz dedi ki...

hikaruivy-- Demek göğüs dekoltesi açamayınca, alttan açıyo onlarda :D
Aslında bir noktadan sonra mantıklı gelmiyo değil :)Banyodan sonra saç meselesine gelince; yalnız değilmişim mutlu oldum.Benim saçlarım o kadar beter ki yakalasalar bonus card reklamlarında oynarım, o kadar ki...

Güzel yorumun için teşekkürler canım.

Mikal Zia--Kim sevimli bulmuyor ki onları?Hepimiz delirmiş durumda takipteyiz.Bu yazı da en büyük göstergesi :)Aslında mini eteği ben de severim, ama kabul edelim, biraz abartıyorlar :)Her insan gibi, kendinde olmayan şey güzel geliyor.

Bir Koreli de gelse bizim için neler der, kim bilir?Bütün bunların yanında senin de söylediğin gibi, çok çalışkan ve azimli bir toplum.

Teşekkürler...

güzzi dedi ki...

Perma olayına hemen açıklık getireyim. Ahjummaların saçları seyreldiği için, hatta yer yer kelleştiği için saçları daha gür gözüksün diye perma yaptırıyorlar. Ve gerçekten bütün ahjummaların saçları permalı. Burada eğlence konusudur bu.
Saçları hala gürse o ayrı tabii...
Çözemediğim bir şeydir, gençken o kadar sağlıklı saçlara sahip olup da yaşlandıklarında neden saçları seyreliyor??? Bilen varsa beri gelsin

Deniz dedi ki...

Bak aydınlattın beni, demek bu yüzden.Yaş ilerledikçe dikkatlerini ciltlerine yöneltiyorlar herhalde,belki de nedeni budur :)

Adsız dedi ki...

Gençken saçlariyla çok ugraşıyorlar yaşlanınca etkisini gösteriyor haliyle ^_^

Adsız dedi ki...

Ammmaaaan ne kdr onları sevsekte en iyi TÜRK milleti en iyi biziz yaşasın türkler herşeymzle doğalz