Bir mim yazısıyla geri dönmüş bulunmaktayım.İşten, güçten, bolca karmaşadan ötürü blogumun gariban kaldığı şu günlerde, mikalzia sayesinde yeniden şenleniyor.Kendisinin kadrolu mimcisi olmanın haklı gururunu yaşamakla birlikte yazıma başlıyorum efendim.Tekrar teşekkürler mikalzia...
*Kendini seviyor musun?
Yer yer evet, bazen parçalı bulutlu.Kendimi sevebilecek kadar henüz delirmedim.Bazen sınırlarında dolaşıyorum evet, ama henüz tam deliremedim.İşin aslı, ey okuyucu pek de çekilecek çile değilim.En kötüsü bunun farkındayım.İşte fazla mükemmeliyetçi, titiz,kılıkırk yaran,sevimli,kendince anlayışlı biri olmaya çalışırken, bu durum eve gelince yüzseksen derece değişiyor.Dağınık, salaş,sevimsiz,nalet, çekilmez bir insana dönüşüyorum.İşte bu nokta da hep şunu savunuyorum.Evleneceğiniz kişiyle mutlaka öncesinde beraber yaşayın.Gerçek yüzünü görün.Bakın benim kuzucum şuan başını duvarlara vuruyordur.(Hele bir vursun :))
*Yapmaktan hoşlandığın şeyler?
Kitap okumak,film izlemek,yüzmek.Yıllarca bu sorunun cevabı hep aynı oldu.Merak ediyorum bu kadar yüzme meraklısı milletiz neden doğru düzgün bir derecemiz bile yok?(Derya'cım sözüm kesinlikle sana değil)Aslında bu uzar gider de ben konuyu dağıtmayayım.Ben uyumaya bayılırım.Acayip de güzel uyurum laf aramızda.Kaderin cilvesi bu olsa gerek, insan kendinde olmayanı ister ya hep.Benim de uyuma fırsatım yok.Evde mini mini bir yavrum var ki, hala geceleri annee ule apalım mı?(anne kule yapalım mı?) diye uyanır.Saat gece üçtür ve ben deliririm.İşe giderim sabahın köründen gece bilmem kaça kadar ayaktayımdır- eğer nöbetçiysem- sandalye tepesinde kestirebilirsem ne ala...
Drama takıntımı söylemiyorum bile.Bu arada boş kaldığım zaman ilk iş birşeyler izlemektir.Televizyon nedir unutanlardanım mesela.Derlerdi de inanmazdım.En son öyle bir geçer zaman ki'nin ilk sezonun son bölümünü izlemiştim, düşünün o kadar...Bir de güzel havalarda sahile inmek balık ekmek olayları güzel olur.Severim.
*Hedeflerin nelerdir?
Aslında bundan "doğum sancısı" yazımda bahsetmiştim.Şimdi de düşündüm de ne boş adammışım.Doğru düzgün işte bu dediğim bir hedefim yok.Hayattan fazla beklentim yok sanırsam.Ezelden beri hırslı bir insan olamadım, kahretsin.Ne bilim sıcacık bir yuvam, evim ,arabam, işim kabarık bir banka hesabım var daha ne olsun?Daha ne isteyim hayattan?Nankörlük de etmiyim dimi :)
*Kendini bir cümleyle anlatır mısın?
Anlatılmaz yaşanırım :) Bu olay baya sardı.Kendim çalıp kendim oynuyorum hee ne ala..
*Nefret ettiğin şeyler nelerdir?
Öhööm bir sevgi pıtırcığı olarak kendimi zorluyorum(yalan).Yüzüme "canııım ne kadar da iyi yaptın, ben de olsam öyle yapardım" deyip arkadan "duydun mu Deniz de şöyle yapmış aaaa" diyenlerden."Canım arkandayız seni destekliyoruz "deyip de daha ilk tökezlemede kıçına tekmeyi basanlardan.İşyeri entrikalarından ve yalakalıklarından.Dolmuşta sırtında ufak çaplı bir delik açıp " şu parayı uzatsana" diyen yaratıklardan.
*Favori filmlerin, şarkıların, kitapların...
Bütün klasikler favorimdir.Özellikle Rus edebiyatına bayılırım.Rus kültürü hep ilgimi çekmiştir.Klasikleri okuyup da etkilenmeyen yoktur herhalde.Bir arkadaşım Ukrayna'da çalışıyordu.Şirketin çaycısı kadın sabah işlerini hallettikten sonra açıp kitabını okuyormuş.Her gün... Bizim DNA'mız da okumah yooooh! :)
Virginia Woolf'a bayılırım bir de.Kitabı bitirene kadar kurdeşenler döküp, hipnoz tehlikesine girsem de inatla okuyorum işte.Özellikle "Dalgalar" cümle cümle işlenmiş, muhteşem.
Film olarak zeka ürünü senaryoları severim.Sonunda dumur olduğum.Yuh be bu da yazılır mıydı dediğimiz cinsden.
Müzik olayına gelince; öff yaa eski kafalıyım ben.Galatadan at beni, in Haliç'e tut beni tarzı yeni şarkıları sevmiyorum.Klasik dinlerim, ruhumu da dinlendiririm.O kadar!!Bak yazınca anladım hakikatten çekilecek çile değilmişim.Klasik müzik, klasik romanlar... o_O
*İlham aldığın kişiler...
Şart mı yazmak.Ne bilim hiç kimse.Belki de ilhamım olmadığı için doğru dürüst bir hedefim yok.Mahalle manavı Rüstem amca.Hergün özenle meyveleri, sebzeleri tezgaha dizer.Akşama kaldırır.Çekilecek çile değil valla.Gıpta ediyorum adama.Sabrını ilham alıyorum...
*Death Note'u bulsaydın ne yapardın?
Hiç.Yazacak bir ismim yok.İsmi yazdıktan sonra vicdan azabından kahrolurum yahu.Yazılanla da ölünmüyor ki :D Ama durun! Ayıp olmasın asrın fırsatı elime geçti.Hıncal Uluç(zaten pek vakti kalmamıştır),Ahmet Çakar(yeri çabuk dolar) yazdım gitti.
Bir mimin daha sonuna geldiğim şu dakikalarda huzurlarınızdan ayrılıyorum.Kimsecikleri de mimlemiyorum .İçiniz rahat olsun.İsteyen yazsın.
*Kendini seviyor musun?
Yer yer evet, bazen parçalı bulutlu.Kendimi sevebilecek kadar henüz delirmedim.Bazen sınırlarında dolaşıyorum evet, ama henüz tam deliremedim.İşin aslı, ey okuyucu pek de çekilecek çile değilim.En kötüsü bunun farkındayım.İşte fazla mükemmeliyetçi, titiz,kılıkırk yaran,sevimli,kendince anlayışlı biri olmaya çalışırken, bu durum eve gelince yüzseksen derece değişiyor.Dağınık, salaş,sevimsiz,nalet, çekilmez bir insana dönüşüyorum.İşte bu nokta da hep şunu savunuyorum.Evleneceğiniz kişiyle mutlaka öncesinde beraber yaşayın.Gerçek yüzünü görün.Bakın benim kuzucum şuan başını duvarlara vuruyordur.(Hele bir vursun :))
*Yapmaktan hoşlandığın şeyler?
Kitap okumak,film izlemek,yüzmek.Yıllarca bu sorunun cevabı hep aynı oldu.Merak ediyorum bu kadar yüzme meraklısı milletiz neden doğru düzgün bir derecemiz bile yok?(Derya'cım sözüm kesinlikle sana değil)Aslında bu uzar gider de ben konuyu dağıtmayayım.Ben uyumaya bayılırım.Acayip de güzel uyurum laf aramızda.Kaderin cilvesi bu olsa gerek, insan kendinde olmayanı ister ya hep.Benim de uyuma fırsatım yok.Evde mini mini bir yavrum var ki, hala geceleri annee ule apalım mı?(anne kule yapalım mı?) diye uyanır.Saat gece üçtür ve ben deliririm.İşe giderim sabahın köründen gece bilmem kaça kadar ayaktayımdır- eğer nöbetçiysem- sandalye tepesinde kestirebilirsem ne ala...
Drama takıntımı söylemiyorum bile.Bu arada boş kaldığım zaman ilk iş birşeyler izlemektir.Televizyon nedir unutanlardanım mesela.Derlerdi de inanmazdım.En son öyle bir geçer zaman ki'nin ilk sezonun son bölümünü izlemiştim, düşünün o kadar...Bir de güzel havalarda sahile inmek balık ekmek olayları güzel olur.Severim.
*Hedeflerin nelerdir?
Aslında bundan "doğum sancısı" yazımda bahsetmiştim.Şimdi de düşündüm de ne boş adammışım.Doğru düzgün işte bu dediğim bir hedefim yok.Hayattan fazla beklentim yok sanırsam.Ezelden beri hırslı bir insan olamadım, kahretsin.Ne bilim sıcacık bir yuvam, evim ,arabam, işim kabarık bir banka hesabım var daha ne olsun?Daha ne isteyim hayattan?Nankörlük de etmiyim dimi :)
*Kendini bir cümleyle anlatır mısın?
Anlatılmaz yaşanırım :) Bu olay baya sardı.Kendim çalıp kendim oynuyorum hee ne ala..
*Nefret ettiğin şeyler nelerdir?
Öhööm bir sevgi pıtırcığı olarak kendimi zorluyorum(yalan).Yüzüme "canııım ne kadar da iyi yaptın, ben de olsam öyle yapardım" deyip arkadan "duydun mu Deniz de şöyle yapmış aaaa" diyenlerden."Canım arkandayız seni destekliyoruz "deyip de daha ilk tökezlemede kıçına tekmeyi basanlardan.İşyeri entrikalarından ve yalakalıklarından.Dolmuşta sırtında ufak çaplı bir delik açıp " şu parayı uzatsana" diyen yaratıklardan.
*Favori filmlerin, şarkıların, kitapların...
Bütün klasikler favorimdir.Özellikle Rus edebiyatına bayılırım.Rus kültürü hep ilgimi çekmiştir.Klasikleri okuyup da etkilenmeyen yoktur herhalde.Bir arkadaşım Ukrayna'da çalışıyordu.Şirketin çaycısı kadın sabah işlerini hallettikten sonra açıp kitabını okuyormuş.Her gün... Bizim DNA'mız da okumah yooooh! :)
Virginia Woolf'a bayılırım bir de.Kitabı bitirene kadar kurdeşenler döküp, hipnoz tehlikesine girsem de inatla okuyorum işte.Özellikle "Dalgalar" cümle cümle işlenmiş, muhteşem.
Film olarak zeka ürünü senaryoları severim.Sonunda dumur olduğum.Yuh be bu da yazılır mıydı dediğimiz cinsden.
Müzik olayına gelince; öff yaa eski kafalıyım ben.Galatadan at beni, in Haliç'e tut beni tarzı yeni şarkıları sevmiyorum.Klasik dinlerim, ruhumu da dinlendiririm.O kadar!!Bak yazınca anladım hakikatten çekilecek çile değilmişim.Klasik müzik, klasik romanlar... o_O
*İlham aldığın kişiler...
Şart mı yazmak.Ne bilim hiç kimse.Belki de ilhamım olmadığı için doğru dürüst bir hedefim yok.Mahalle manavı Rüstem amca.Hergün özenle meyveleri, sebzeleri tezgaha dizer.Akşama kaldırır.Çekilecek çile değil valla.Gıpta ediyorum adama.Sabrını ilham alıyorum...
*Death Note'u bulsaydın ne yapardın?
Hiç.Yazacak bir ismim yok.İsmi yazdıktan sonra vicdan azabından kahrolurum yahu.Yazılanla da ölünmüyor ki :D Ama durun! Ayıp olmasın asrın fırsatı elime geçti.Hıncal Uluç(zaten pek vakti kalmamıştır),Ahmet Çakar(yeri çabuk dolar) yazdım gitti.
Bir mimin daha sonuna geldiğim şu dakikalarda huzurlarınızdan ayrılıyorum.Kimsecikleri de mimlemiyorum .İçiniz rahat olsun.İsteyen yazsın.
2 yorum:
klasik mizük dinliyosun, klaskleri okuyosun, evin araban, kabarık banka hesabın bideçocuğun var. süpersin yav işte daha ne olsun :'D
ayrıca şuan çok takdir ettim seni, çok çalışmana ve aynı zamanda bi anne ve eş olmana rağmen 'çok yetişkinim, ciddiyim ben' havalarına girmeyip canın nasıl istiyorsa öyle davrandığın ve sevdiğin şeylerle kendine vakit ayırdığın için.
Mikalcim,
Bak sözümü tuttum.mimimi yazdım gittim ilk bölümünü izledim dizinin :)
Sorma, bir de yetişkin havalarına girersek hayat çekilmez olur.zaten yeterince rutin.
Hepiimiiiiz süperiiiz, bu yarıış ne diyee :)
Yorum Gönder