21 Mayıs 2012 Pazartesi

İçimden Geldi...






Yeni , bembeyaz kocaman bir sayfa açtım önüme.Silmeden, karalamadan yazmak için.Bilinmez ki hayat hep karalama, düzeltme, yeni sayfalar yaratmak benim için, bir de umutlar.Ben nasıl yaparım, nasıl yazarım ki?Omuzlarımda hikarunun yükü, önümde laptopum, ooy bu mim işi zor iki gözüm......... :)

Derin bir nefes çektim ciğerlerime, ne yazsam diye düşünürken.Öyle eften püften bişi yazmıyım dedim.Kuru kalabalık, laf olsun diye olmasın da, sanki de öyle olacak gibi.Korktuğu geliyor başına insanın ya hep.

Bugün öyle boş boş evde takılmaya karar verdim.Birazcık kafamı dinliyim. Dinliyim dinlemesine de nasıl? Aklımda yapacağım işler, beynimi kemiriyor; sözde ben evde kafamı dinliyorum.Dinlenmesem daha iyi.Hani bir işle uğraşsam, zihnim biraz dağılır diye düşündüm.Ben de kalktım bu yazıyı yazayım dedim.Bunu yazana kadar iki satır bir şeyler okusam daha hayırlı benim için ama canım bunu yapmak istedi.Kaç zamandır aklımda yazacağım.Açıyorum bilgisayarı, yazayım diye oturuyorum.Olmuyor kalkıyorum.İlham gelmiyor galiba :)

Kafam karışık bu aralar.Daha çok yorgun mu demeliyim bilemedim şimdi.Sürekli koşuşturma yoruyor insanı.Hep bir yerlere yetişme telaşı, sorumluluk...Özlüyorum.Çocukluğumu, okul yıllarımı... Dünyanın en iyi mesleği öğrencilik.Kıymetini bilmeyen varsa silkinip kendine gelsin.Şimdi düşününce ne boş dertlerim vardı o zamanlar, adına dert bile denmeyecek.Sonra diyorum ki hayat hep aynı döngü, bundan on yıl sonra da durup düşününce, şimdi ki dertlerim komik gelecek bana.Ne diye durup kendimi hırpalayım.Bir daha ne zaman bu  yaşımda olacağım.Yaşlandığımda da, keşke genç olsam diyeceğim.Tıpkı şimdi yaptığım gibi.Hayatın tadını çıkartmalıyım, doya doya yaşamalıyım diyorum.Ben diyorum, diyorum da hayat beni bırakmıyor ki kardeşim!Azcık ipin ucunu kaçırsam , yine ben toparlayacağım için.Şimdilik sadece bilinçli bir şekilde, gayet farkında olarak gençliğimi harcıyorum :)
Böyle dedim de aklıma Cemel Süreya geldi;

 Yürüyor muyduk,
 Yoksa bir doğa parçasının altını mı çizdiriyorlardı bize

 Ellerimizde küçük kağıt kutular
 Yüzlerimiz asılsız.

 ...

 Bir yere geldik ki
 Güneş, heey!
 Ay, ayyyyy!

Biraz bölük pörçük oldu ama aklımda kalan... :) Ben Güneş kısmını geçtim, Ay'dayım.

Bu benim mim biraz iç dökmek gibi oldu.Tam Güzin ablalık :) Ama aklıma gelen yazılmaycak mıydı?Buyrun, şuan itibariyle aklıma gelenler bunlar.Daha da uzardı belki ama çoook uykusuzum.Ben iyice abarttım bu olayı hala aklıma geleni yazıyorum :) Neyse efendim uzun lafın kısası mikalzia gelecek ay ki mim konun benden.Hadi yine iyisin :)


6 yorum:

Unknown dedi ki...

Çok güzel yazmışsınız genelde uzun yazıları okumaya üşenirim ama bir çırpıda okudum ^^

Deniz dedi ki...

teşekkür ederim.Çok da uzun değil aslında belki de ondandır :)

Mikal Zia dedi ki...

Hicbisey yazmasam mimlerim var hehehe :)
Gencligini erteleme bence. Ben de erteledim, 7 yil olacak hala erteliyorum senin tersi yonunde. Yaklasik olarak 15 sene falan suruyor, iyisi mi tadini cikaralim :)

Deniz dedi ki...

Değil mi ama, bence de ertelemeyelim de kör olasıca, bırakmıyor insanın peşini yükler.Yıllardır severek tekrarladığım bir reklam repliği var: Domestos değil, beni bu hayat yıprattı.... :)

hikaruivy dedi ki...

silmeden de gayet güzel yazıyormuşsun işte tatlım. ama bak bende de öyle olmuştu, sende de onu fark ettim: silmeden, aklımıza geldiği gibi yazınca biraz daha hüzünlü olmuş yazılarımız... acaba kasmadan, aklımıza geleni yazdıkça neşeli olmak için harcadığımız çabadan da mı vazgeçiyoruz? o hayat yorgunluğu hepimizde var zaten, insan yirmilerin sonuna gelince 19-20 yaşlarındaki kaygısız ruh halini kaybediyor, yoruluyor...

öperim, ellerine sağlık ^^

Deniz dedi ki...

Aslında pek çaba harcadığım söylenemez neşeli yazmak için, sadece kendi hakkında yazınca insan daha ciddi oluyo sanırım.Yoksa dramalar hakkında atıp tutuyorum işte :)

Vallahi doğru söylüyorsun da, bu kuzular( 19-20'lik grup ) anlamıyor bunu yahu :)

Öpücük için Teşekkürler ^^